adscode
adscode

Yeni öğretim yılı fırtınalı başladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve önceki Bakanlar mülakatın kaldırılacağını açıklamış, hatta seçim beyannamesine girmişti.

aguclu@milliyet.com.tr




Son yılların en hareketli öğretim yılı başlangıcı oldu. Sınıfta kalmanın yeniden getirilmesinden açık liseye geçişlerin engellenmesine kadar bir dizi karar alındı ama hepsi mülakatı kaldırmaktan vazgeçilmesinin gölgesinde kaldı. MEB konuyu yeniden düşünmeli!

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve önceki Bakanlar mülakatın kaldırılacağını açıklamış, hatta seçim beyannamesine girmişti.

Kaldırılması beklenirken devam edileceğinin açıklanması tepkilere neden oldu.

MEB, en azından, mülakatı kaldırmaktan neden vazgeçildiğini daha ayrıntılı ve inandırıcı bir şekilde anlatıp ikna yöntemini kullanabilirdi ama ona bile gerek duymadı. “Ben yaptım oldu” mantığı ile de yola devam ediyor.

Mülakatın kamera ile çekiliyor olması neyi değiştirecek?

Farklı statüdeki öğretmenler 45 dakika boyunca neyi, nasıl sorgulayacak?
Keyfilik nasıl önlenecek?
Jürilerin kura ile belirlenmesi nasıl sağlanacak? Kimler juri ülyesi olabilecek, kimler olamayacak?
Liyakat, en temel referans haline nasıl gelecek?

Bütün bu konularda samimi, inandırıcı ve bir o kadar da pedagojik açıklamalar gerekiyor.

Aynı mülakat, okul müdürü, yardımcıları ve zümre başkanları için de gerekecek mi?

Öğretmen, öğretmendir her her defasında jürilerle, sınavlarla ya da farklı denemelerle onları sınavdan geçirmek ne kadar doğru?

Öğretmenlerimizin, öğretmen olma koşullarını taşıyıp taşımadıklarına ilişkin ille de bir elemeden geçirilmeleri gerekiyorsa bu eğitim fakültelerine girişte ya da mezuniyet aşamasında gerçekleşse daha doğru olmaz mı?

Kaldı ki böylesi bir mülakat sistemi başka hangi meslekler için söz konusu?

Eğer öğretmeni çok özel bir yere koyup ona göre ince eleyip sık dokuyorsak, bunu neden sadece atama döneminde hatırlıyoruz?

Yüzbinlerce öğretmenimiz, mülakatta eklenebileceği kuşkusuyla KPSS’ye nasıl hazırlanabilecek?

Bu kararı alanlar ne olur bir an için empati yapsınlar ve kendilerini atama bekleyen bir öğretmenin yerine koysunlar.

İşte o zaman kapan bu fırtınayı daha iyi anlayacak ve ona göre yeniden düşünme noktasına geleceklerdir…

Eğitimin onca sorunu varken belirli konulara kilitlenip kalmamız ne kadar doğru?

Hatadan dönmek de bir erdemdir.
Ortada bir yanlış anlama varsa gererekçelerini ikna edinceye kadar anlatmak da bir görevdir…

Atamalarda öncelikli referansımız akıl, bilim, pedagojik donanım ve liyakat olmalıdır...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)