adscode
adscode

YÖK ne yapmaya çalışıyor?

Mağdur durumdaki adaylara elbette fırsat tanınmalı ama sonrası da düşünülmeli.

aguclu@milliyet.com.tr




 

YÖK Başkanı Erol Hoca, YKS’de ilk 10 bine giren adayların öğrenim gördüğü Boğaziçi Üniversitesi’ne 3 milyonuncu öğrencilerin alınmasını savunuyor, doğru iş yaptığına inanıyor! Peki bu ne kadar etik, ne kadar pedagojik, ne kadar kalite odaklı? 

Mağdur durumdaki adaylara elbette fırsat tanınmalı ama sonrası da düşünülmeli. 

Örneğin bu öğrenciler, akademik ve pedagojik anlamda bu yükün altından kalkabilecekler mi, mahalle baskısı oluşacak mı, en önemlisi de yeni bir hayal kırıklığı ve mağduriyet yaşanacak mı? 

Bu konular enine boyuna tartışıldı mı? 

Benzer fırsatlar her 10 yılda bir “öğrenci affı” olarak gündeme gelir, yasalaşır ve on binlerce öğrenciye, üniversite kapıları yeniden açılır. 

O konuda da yeterince düşünülmediği için çıkan afların hemen hepsi yeni bir hayal kırıklıkları yaratmanın ötesine geçemedi. 

Yıllar sonra öğrenci olan yetişkinlerin yüzde 95’ten fazlası yeniden üniversiteden atıldı. 

Affa bağlanan umutlar enkaza dönüştü... 

Çok düşük puanlarla, yıllar sonra çok yüksek puanlı fakültelere giren öğrencilerde de benzer bir durum yaşanırsa hiç şaşırtıcı olmaz! 

Eğer amaç ille de onları üniversiteli yapmaksa, başarılı olabilecekleri puan aralığındaki üniversitelere yönlendirmek her iki taraf için de çok daha hayırlı olurdu… 

Her projede olduğu gibi gün kurtarmanın ötesine geçemediğimiz için yine aynı yolu izledik… 

Öğrenciler açısından böylesi bir risk söz konusu da bilimin kalesi olan üniversitelere başka bir bir misyon yükleminin onlara getireceği riskler göz önünde bulunduruldu mu? 

Üniversiteler olmadan, asla, büyük ve güçlü Türkiye sevdamızı gerçekleştiremeyiz.

Bu yüzden, Cumhuriyet tarihi boyunca, hangi lidere sorsanız, en büyük projelerinin başında, üniversiteler geliyordu. 

Peki üniversiteler, bu misyonlarını, yeterince yerine getirebildiler mi? 

Çok çaba gösterdiler, çok yaralar aldılar, içlerine kapandılar ama hala en büyük umudumuz, yine onlar. 

Çünkü bilim, teknoloji, araştırma, inovasyon ve en önemlisi de üretim olmadan, geleceği yakalamamız mümkün değil! 

Eğitim, bilim, teknoloji, inovasyon ve en önemlisi de, katma değeri yüksek sürdürülebilir üretim, sabır, ciddiyet, kararlılık, liyakat ve topyekün seferberlik gerektirir. Peki biz buna yani bilim ve üretim toplumu olmaya hazır mıyız? 

Peki YÖK Başkanımız attığı bu adımlar, bu sevdamıza hangi oranla katkı sağlayacak?..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)