Çoktan seçmeli testler öğrenciyi robotlaştırıyor!

Oysa bizim eğitim sistemimiz, öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirmek için değil adeta köreltmek için kurgulanmış!
Okul gezilerinde bunu çok rahat görebiliyorsunuz, sınıflar yükseldikçe, öğrencilerin konuşkanlığı ve hayal dünyası daha da gerilemiş oluyor...
Ezberci ve teste dayalı eğitim sistemi yüzünden, vizyoner değil, papağan gençler yetiştiriyoruz.
Öğrencilerimizin geldiği noktayı en iyi anlatan anekdotlardan biri de şöyle:
Baba, iktisat okuyan oğluna, ekonomideki son durumu sorup, fikrini öğrenmek istiyor.
Cevap: Seçeneklerin ne?
Yani, ortaya seçenek koyarsanız, onlardan hangisinin doğru olduğunu size söyleyebilirler. Ama sadece fikir sorarsanız, zor cevap alırsınız. Alsanız da yeterince tatmin edici olmaz. Çünkü beyinleri ona göre kodlanıyor!..
Peki, körelip yok olan sadece yaratıcılıkları mı?
Sosyal hayatları, rekabetin getirdiği bencillik, spordan uzaklaşmaları ve en önemlisi de ilgi ve yeteneklerine göre değil de nereye savrulurlarsa oraya yönelmeleri...
Son yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların yüzde 84’i işini sevmiyormuş!
Yani durum bu kadar vahim!
Sevilmeyen bir iş, başarı ve mutluluk getirir mi?..

Sınavzede kuşaklar
Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Güneş, Amerika’da 10 yıl boyunca yapılan araştırmaların, çoktan seçmeli testlerin öğrencileri robotlaştırdığı, onlarda öğrenme isteği bırakmadığını ve yalnızlığa sürüklediğini söylemiş.
Çok çarpıcı bir tespit.
Güneş, son yıllarda çoğu gelişmiş ülkede olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı’nın da çoktan seçmeli sınav yerine yeni bir sistem üzerinde çalışması gerektiğini hatırlatarak şunları söylemiş:
“Sürekli test çözen öğrencinin kendisini doğru cevabı bulmaya şartlandırıyor ve tek doğru cevaba odaklanması zamanla alışkanlık oluşturuyor. Amerika’da yapılan araştırmalar, çoktan seçmeli testlerin öğrencileri robotlaştırdığı, onlarda öğrenme isteği bırakmadığı ve yalnızlığa sürüklediğini ortaya çıkarmıştır. Çoktan seçmeli testlerin konuşma ve iletişim becerilerini olumsuz etkilediği, öğrencilerin aile, arkadaş ve öğretmenleriyle rahat iletişim kuramadıkları, kendilerini iyi ifade edemedikleri saptanmıştır. Bu testler, öğrencinin günlük hayatındaki olaylarda da sürekli tek doğru cevap aramasına, her şeyin tek doğru cevabının olduğunu düşünmesine neden olmaktadır. Aynı zamanda zengin ve esnek düşünmesini, günlük yaşamını ve sorun çözme becerilerini etkilemektedir. Okul ve dershanelerde çoktan seçmeli testlerden vazgeçilmelidir. Sınavlarda açık uçlu, kısa cevaplı, tahmin ve çıkarım ağırlıklı, dil ve zihin becerileri geliştirici sorulara yer verilmelidir. Böylece düşünme, anlama, sorgulama, araştırma ve sorun çözme becerilerini geliştiren, geleceğine yön veren bireyler yetiştirilmelidir.”

Herkes şikâyetçi ama!
Mevcut eğitim sisteminden, hele hele öğrencileri yarış atına döndüren sınavlardan şikâyetçi olmayanı zor bulursunuz. Ama iş uygulamaya geldi mi, giden de, gelen de mevcut durumu daha da güçlendirmenin ötesine geçemiyor.
Prof. Güneş, kolay uygulandığı için testlerden bir türlü vazgeçilemediğine dikkat çekerek “Oysa yeni öğretim programlarında çoktan seçmeli testler yerine etkinliklere ağırlık verilmektedir. Bu testlerin bilimsel yönden zayıf olduğu, öğrencilerin dil ve zihinsel becerilerini geliştirmede yetersiz kaldığı, konuşma ve yazma becerilerini değerlendiremediği gibi hususlar sık sık vurgulanmaktadır” diyor ve çok önemli bir vurgu yapıyor:
“Çoktan seçmeli testler, öğrencilerin mantıklı çözümler üretmesini ve düşünmesini engelleyerek, ulusların bilimsel yaratıcılığını da tehdit ediyor...”
Bireyler derken, ulusların yaratıcılığının körelme noktasına geldik. Bunun ne anlama geldiğini bilenler zaten biliyor, bilmeyenlere de zaten anlatmak mümkün değil.
Özetin özeti: Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için eğitimi ne zaman ciddiye alacağız?..