adscode
adscode

Gaziantep Antakya ve Müze Otel Hilton

Geçen hafta sonu Gaziantep ve Antakya’ya çok hızlı bir tur yaptım. Gaziantep’in kebapları hala müthiş. Antakya da hiç ondan aşağı değil.

Gaziantep Antakya ve Müze Otel Hilton
Milliyet Diyalog
Gaziantep tam bir üniversite kenti. Antakya’daki Mustafa Kemal Üniversitesi’nden Antakyalıların bile haberi yok. Gaziantep tam bir müzeler kenti ama ondan daha önemli eserlere sahip Antakya, bu konuda da tıkanmış durumda. Biri ticarette aldı başını gidiyor diğeri olanı da kaybetmek üzere. Her iki kentin şu günlerdeki ortak özelliği ise Suriyelilerin istilasına uğramış olmaları...
Siyasi heyecan yok gibi. Daha önce her iki kentte de Ak Parti vardı. Gaziantep’te başkan benden bu kadar dedi. Antakya’da ise aday gösterilmeyince CHP’ye geçti. Ak Parti’nin her iki adayı da eski bakanlar...
Peki bu iki günlük gezi içerisinde beni en çok etkileyen ne oldu. İlki Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin 5 yılda gösterdiği müthiş gelişim, ikincisi Gaziantep Üniversitesi’nin Türkiye’nin en fazla yabancı öğrenciye sahip üniversitesi olması, üçüncüsü de Antakya’daki Müze Otel Hilton...

Sit alanı üzerinde ama!
Antakya’da zamanımız azdı. Sadece bir yere gidebilirdik. Tercihimizi, yapımında tam 15 bin ton çelik ve kompozit madde kullanılan Müze Otel Hilton’dan yana kullandık. Çünkü dünyada eşi benzeri yok deniliyor...
Mimarı Emre Arolat. Türkiye’nin en iyi arkeologları da danışmanlık yapıyor. Ve beni oraya çeken asıl etken, dünyanın en büyük ve en iyi mozaiklerinin otel kazısı sırasında tesadüfen bulunması...
Antakya ve Gaziantep Müzesi’ndeki mozaikleri, daha önce defalarca görmüştüm. Son çıkartılan Zeugma mozaiklerine de hayran kalmıştım. Ama binlerce yıl öncesine ait yeni bulgular, tümünü gölgede bırakıyor. Eminim ki, gidip gördüğünüzde siz de aynı kanıya varacaksınız...
Atina’daki Akropolis Müzesi’ne mimari açıdan benzerlik gösterecek olan müze otel konsepti, Antakyalı işadamı Necmi Afsuroğlu tarafından yapılıyor ve kendisi için artık bir tutku haline gelmiş.
56, 60 milyon dolara diye yola çıkmışlar, şimdi 100 milyon dolardan söz ediliyor. İzinler nedeniyle de hedeflenen sürenin çok gerisinde kalmışlar. Ama artık gün sayıyorlar...
Otel, Antakya’nın merkezinde, Hıristiyan dünyasının önemli hac noktalarından biri olan St. Pierre Kilisesi’nin çok yakınında.
Arkeologların gözetiminde gün yüzüne çıkartılan tarihi kalıntılar, çelik kazıkların üzerine oturtulacak otelin cam zemininden rahatlıkla görülebilecek.
Mozaiklerin zarar görmeden ortaya çıkartılması için 150’yi aşkın arkeolog ve 120 işçi 7 ay çalışmış.
25 bin 500 metrekarelik arazinin 17 bin 400 metrekarelik imar izni var. Otel, 66 kuyu temel üzerine oturuyor. Ve 2.5 metre çapında, 25-26 metre derinliğindeki bu kuyular, sahaya inşaat makineleri giremediği için tek tek elle kazılmış. İki buçuk ayda biter denilen iş, 8.5 ayda ancak tamamlanmış.
Helenistik, Bizans, 5 ve 6’ncı yüzyıl Roma, İslami ve Osmanlı dönemlerine ait 30 bin obje bulunmuş. Bunların hepsi otelle birlikte inşası tamamlanan müzede sergilenecek.
Ama en büyüğü 850 metre kare olan asıl muhteşem mozaikler, kazı alanının üzerinde dolaşan köprü ve rampalar ile oluşturulan açık alan parkurundan izlenebilecek.

Heyecan verici
Necmi Bey, böylesi bir maceraya soyunduğunda zır deli diyenler olmuş. Çocukları da başlangıçta karşı çıkmış ama şimdi onlar da aynı heyecanı duyuyorlar.
Peki bu kadar masraflı ve eziyetli olduğunu en başından bilseydi yine bu işe soyunur muydu? Zor diyor ama yaşadığı heyecanı görünce bir değil bin defa yapardı izlenimi veriyor. Çünkü farklı olanı yapıyor...
Otelin yurtdışı pazarlaması, çoktan başlamış. İlgi de beklenenin çok üzerindeymiş. Yerelde ve Türkiye genelinde fazla bilinmemesine gerekçe olarak da, iç tanıtımı özellikle düşük profilde tuttuk, çünkü hiç elinize sağlık diyen olmadı hep eleştirildik, bu da moral bozuyor dediler...
Antakya’da cami, kilise, sinagog hepsi bir arada. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir hoşgörü ortamı yok. Ama bütün bu değerlere ne kadar sahip çıkabilmişiz, işte o sorgulanır.
Fazla moral bozmamak için en değerli sit alanları gecekonduların istilasına uğramış, kente lime lime dökülüyor demek yeter de artar. Bu eser, eser diyorum çünkü çılgın bir proje, tek başına kente ne katar işte o meçhul. Çünkü o bölgenin hatta kentin, tarihi dokuyu bozmadan yeniden elden geçirilmesi gerekir...

Konteyner odalar
Restoranlar, gece kulübü, fitnıs, açık ve kapalı yüzme havuzları çatıya yerleştirilmiş.
Kafanızı kaldırdığınızda bir yanda Antakya’yı öte yanda ilk Hıristiyan Kilisesi olan St. Pierre’i göreceksiniz.
Odalar, içinde her türlü konforun olduğu çelik konteynerlerden oluşuyor.
İlk kat caddeden 7 metre yukarıda. Kalıntılar ise zeminden 6 metre aşağıda. 200 odalı otelin içinde Antakya mimarisine uygun avlular oluşturulmuş. Müze, Kültür Bakanlığı tarafından işletilecek. Mozaikler ve otelle ilgi görselleri internette bulabilirsiniz.
Özetin özeti: Antakya’ya yolunuz düşerse, kalamazsanız bile Müze Otel’i ve dünyanın en görkemli mozaiklerini gidip görün derim...

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)