Gelecekleri için bir kaç dakikayı çok gören öğretmenler!

Ödevlerini kopyala yapıştır yöntemiyle yapan öğrencilerine kızan öğretmenlerin, aynı yöntemi, kendilerinin uyguluyor olmalarının af edilecek bir yanı yok. Bu düpe düz kopyacılık değil de ne?

Etki yaratmak istiyorlarsa, böyle etki yaratılmaz. Başkalarını bilmem ama birbirinin aynı mesajları, ben hiç okumadan çöpe atıyorum. Hatta bana zaman kaybettirdikleri için kızıyorum. O kadar zamanımı çalmaya haklarının olmadığını düşünüyorum. Ama eğer bu mesajlar, her öğretmenin kendi sıkıntılarını anlatan özgün mesajlar olduğunda tek tek okuyorum, değerlendiriyorum ve ilgili yerlere ulaşmasını sağlıyorum.

Atama bekleyen öğretmen arkadaşların ruh hallerini en iyi bilen ve anlayanlardan birisi olarak ben bile bu hale geldiysem, başkalarını siz düşünün. Bunlar ne biçim öğretmenler diye yazanlar, eleştirenler, dalga geçenler oldu. Destek beklerken, eleştiri oklarının hedefi oldular. Çünkü kolaycılığa kaçtılar. 

Bir kaç dakikalarını, yaşadıkları sıkıntıları anlatmak için feda etmediler. Oysa zamandan daha fazla bir şeyleri yok. Bu metinden daha güzelini yazamam diye düşünmeleri ise çok saçma. Önemli olan güzel cümleler değil, öğretmen olmak için verilen mücadele ve gelinen son nokta. Ve, herkesin hikayesi çok farklı ve bir birinden çok daha çarpıcı...

Daha önce de yazdım, sizden biri olarak, bir kez daha rica ediyorum, ne olur artık yaşadığınız sıkıntıları, başkalarının hazırladığı metinlerle değil, kendi yazdığınız cümlelerle anlatın. Ve elbette saygı sınırlarını zorlamadan...
Fazla değil, öyle ya da böyle, şimdilik siz değil, belki bir başkanız,  bir süre sonra öğrencilerinize kavuşacaksınız. İşte o zaman, böylesi durumlarda onlardan ne bekliyorsanız, onlardan nasıl davranmalarını isteyecekseniz öyle davranın...

En kısa zamanda atanmanız dileğiyle...