adscode
adscode

O Ses Türkiye’de alaylı mı, mektepli mi?

O Ses Türkiye’yi öyle ya da böyle mutlaka izlemişsinizdir.Yıllardır devam ediyor ve oldukça da keyifli.

 O Ses Türkiye’de alaylı mı, mektepli mi?
Milliyet Diyalog
Aslında programı hangi gözle izlediğiniz çok önemli.
Müzik ya da eğlence gözüyle bakıyorsanız, orada başlayıp orada bitiyor.
Sosyolojik açıdan bakıyorsanız, Türkiye’nin bir aynası.
Bir televizyon şovu olarak izliyorsanız, ses, renk, görüntü, ışık ne ararsanız var.
Eğitim penceresinden baktığınızda ise eğitimin yerlerde sürünen halini daha iyi anlatan bir program olamaz!..
Çoğu meslekte olduğu gibi alaylı-mektepli tartışması, müzikte de hep süregelir. Tıpkı bizim meslekte olduğu gibi...
O Ses Türkiye’nin değişmez ritüellerinden biri de müzik öğretmenleri ve konservatuvar mezunlarının patır patır elenmeleri.
Yarışma öncesinde yapılan röportajlarda hemen hepsi çok iddialı oluyor. Final hesapları yapıyor...
Daha önceki yarışmalarda da sık sık rastladığımız gibi, önceki gece, yine, konservatuvar mezunu bir arkadaş, final hayalleri kurarken, jüri üyelerinden hiçbirisi dönmediği için daha ilk turda elendi.
O da kendinden önce elenen konservatuvar mezunları gibi şoke oldu. Ama söyleyecek sözü yoktu...

Jüri üyeleri
Programın moderatörü Acun, jüri üyeleri de Hakan-Gökhan, Murat Boz, Hadise ve Ebru Gündeş.
Hepsi de kendi alanında en iyiler arasında yer alıyor.
Üstelik kameralara öylesine alıştılar ki bazen aşırıya kaçar gibi olsa da dozunda esprilerle müthiş bir performansa ulaştılar.
Şimdi gelin isterseniz hep birlikte programla ilgili bazı tespitlerde bulunalım, sonra da bu programın eğitim için neden çok önemli bir gösterge olduğunun altını çizelim!
-  Sahne performanslarında, özellikle de müzikte, önemli olanın eğitim değil, ses olduğunu çok net olarak görebiliyorsunuz.
-  Eğitimli olanlar genelde işin tekniğine yoğunlaştıkları için kendilerini yeterince gösteremezken, alaylı olanlar doğallıklarıyla jüriyi ve izleyiciyi daha kolay etkileyebiliyor.
-  Jüri üyelerinden Hakan ve Murat konservatuvarlı, Gökhan, Hadise ve Ebru alaylı. Yani bir denge söz konusu. Ayrıştıkları noktalar var ama 5’te 5 döndükleri de çok oluyor. Yani iyi bir performans hepsinin ilgisini çekebiliyor.
-  Yaş ağaca şekil vermek daha kolay örneğinde olduğu gibi, eğer çok iyi değilse, oturmuş seslerden özellikle kaçılıyor. Çünkü onlarla sonuç almak da daha zor gibi algılanıyor.
-  10-15 yıldır sahne alan isimler bile patır patır eleniyor. Bazen onlara, bazen jüriye, bazen de onları dinleyenlere şaşırıyorsunuz!
-  Beyaz Türkler gibi muhafazakâr çevreden de katılım yok denecek kadar az. Aristokrat, zengin, kolejli, türbanlı yarışmacıya hiç rastlamadım.
-  Almanya ve özellikle de Azerbaycan yurtdışı katılımda ön sıralarda yer alıyor. Azeri yarışmacıların çok dikkat çektikleri aşikâr. Onlardaki müzik eğitimi sanki bizden birkaç adım daha önde izlenimi yaratıyor!

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN!

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)