adscode
adscode

Perinçek: Sorun çıkartan Ermeniler değil Amerika!

Sözde Ermeni soykırımına yönelik tartışmalar aldı başını gidiyor. Hemen her şey öylesine birbirine karıştırıldı ki, 1915’e nasıl gelindiği ve 1915’te neler yaşandığı, sanki ikinci plana itildi.

Perinçek: Sorun çıkartan Ermeniler değil Amerika!
Milliyet Diyalog


 

Bu konuya en çok kafa yoran isimlerden Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki buzları eriten diplomasi trafiğini yöneten diplomatlardan emekli Büyükelçi Ahmet Ünal Çeviköz, önceki gece Genç Bakış’ta konuğumuzdu. Çok çarpıcı açıklamalarda bulundular. İşte programdan bazı satır başları:  
‘Soykırım yoktur’
Doğu Perinçek:
- 2005 yılında Yusuf Halaçoğlu İsviçre’de bir konuşma yaptı, hakkında bir soruşturma başlattılar. Bunu okuyunca uçağa atlayıp Lozan Antlaşması’nın yapıldığı salonda Almanca bir basın toplantısı yaptım. Ermeni soykırımının uluslararası, tarihsel ve emperyalist bir yalan olduğunu, bizim vatanımızı savunduğumuzu kamuoyuna açıkladım. Suçu kasıtlı olarak işledim. Lozan polis mahkemesi tarafından mahkum edildim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde İsviçre aleyhine dava açtım ve davayı kazandım. 17 Aralık 2013 yılında bu karar açıklanınca Dışişleri Bakanlığı şöyle bir değerlendirme yaptı “Bu bir devrimdir. AİHM için bir milattır” dedi. Kararda aynı zamanda 1915’teki olayların Yahudi Soykırımı’na benzemediği, soykırım tanımı içinde düşünülemeyeceği belirtiliyor.  
- Soykırım yoktur diyenleri cezalandırmaya yönelik bir yasanın Avrupa’da bundan sonra çıkması mümkün değildir. Çünkü AİHM bütün Avrupa Konseyi’ne bağlı devletler için bağlayıcıdır.
1915 öncesi olaylar
- 1915’e, 1838 Türk - İngiliz Ticari Sözleşmesi’nden başlayarak, Osmanlı Devleti’nin sömürgeleştirilmesi ve paylaşılması süreciyle gelindi. Sadık tebaa olarak görülen Ermenilerin yabancı devletler tarafından 19. yüzyıl sonlarından itibaren kışkırtıldığını, silahlandırıldığını görüyoruz. Rus arşivlerinde de var. Karinyan büyük bir Ermeni devlet adamı ve şöyle diyor:
“Ermeni milliyetçiliğinin tarihi emperyalizm ile işbirliği tarihidir”. Bu Lalayan ve Boryan’ın da saptadığı bir husustur. Yaşadıklarını inkâr etmiyorlar. İngiltere ve Çarlık Rusya’sı Ermenileri silahlandırdı. Sonra Fransa da.
- Bu sorun bizimle Amerika arasında olan sorundur. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye topraklarının da bir kısmını içine alan ve Akdeniz’e çıkan Müslüman bir İsrail yaratmak istiyorlar. Ermeni meselesi bunun bir parçasıdır. Kürt meselesinde Amerika’ya teslim olmadığınız sürece bu sorun önünüzden kalkmaz.   
Papa ne dedi?
- 2001 yılındaki Papa’nın aynı zamanda Ermeni patriğinin ifadesine gönderme yapıyor. “20. yüzyılın soykırımı ‘Ermeni Soykırımı’dır” demiyor. Böyle demişlerdi diyor. Bizim bu konu üzerine gitmemizden sonra Papa sözcüsü bir açıklama yaptı. Dedi ki; “Ermeni soykırımı yapılmıştır demedi Papa, 2001 yılında yapılmış bir konuşmaya atıfta bulundu” dedi. Bu da onların ne kadar mahcup durumda olduğunu söylüyor.
- Hukuka göre Ermeni soykırımı konusunda bir karar verecek olan mahkeme ancak Türk mahkemeleridir. Bir de Lahey Adalet Divanı gibi uluslararası bir mahkeme karar verir. Obama falan değil.
- Osmanlı birçok cephede savaşıyor. Cepheler arasında bağlantıyı sağlayabilmek için birtakım tedbirler uyguladı. Bunlardan biri de tehcirdi. Ermenistan’ın ilk Başbakanı Kaçaznuni, 1923 yılında Taşnak Partisi kongresinde “Bize denizden denize vatan toprak vaat ettiler. Biz onların dolduruşuna geldik ve birçok Müslüman katlettik. Türkler vatanını savunuyorlardı” demiştir. Tehcir olayı olmasaydı, Türkiye istiklal savaşı yapamazdı. Amerikalılar da Japonlara tehcir yaptı.
- İttihat ve Terakki, Jön Türklerin devamıdır. Ermeni dostu bir partidir. Ermeniler ile birlikte Abdülhamit’e karşı 1908’e kadar birlikte hareketler, isyanlar düzenlemişlerdir. İttihat ve Terakki kongrelerine Ermeniler katılmış, onun için Ermeni düşmanı olarak kabul etmek çok yanlış.
Süreç niye tıkandı?
Ahmet Ünal Çeviköz:
- Kafkasya’nın tek sorunu Türkiye  Ermenistan arasındaki sorun değildir. En önemli sorun Yukarı Karabağ meselesidir. Bu iki süreç arasında olumlu bir hava yaratılacak şekilde ilerlemelidir diye bir anlayış vardı. Bu anlayışı biz Ermeni tarafına sürekli anlattık.
Esas itibariyle protokoller Türkiye ile Ermenistan arasındaki ikili ilişkilere odaklandığı için böyle bir protokol içinde üçüncü bir ülkeyle ilgili bir konunun yer alması elbette mümkün değildi. Protokollerin bir şekilde Ermenistan tarafından içeriğinin basına sızdırılmasından sonra Azerbaycan tarafından sıkıntı oldu. Biz Azerbaycan’a bilgi verdik. Siyasi otorite tarafından burada bizim hiç istemediğimiz bir ön koşullandırmanın ortaya çıkartılması oldu.
- Azerbaycan’ı ziyaretimiz sırasında şu andaki Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan parlamentosunda yaptığı bir konuşmada “Karabağ sorunu çözülmediği takdirde biz Ermenistan ile sınır kapılarımızı açmayacağız” dedi. Bu Ermeni tarafını oldukça rahatsız etti ve o andan itibaren süreç kör topal yürümeye başladı. 10 Ekim 2009 tarihinde protokollerin imzalanmasına kadar süreci sürdürdük ve nihayete erdirdik.  
Halkların sorunu yok
- Ermeni sorunu algısını ortadan kaldırmanın yolu, siyasi adımlar atabilmek ve siyasi açıdan ilişkileri düzeltmektir.  
- Türkiye-Ermenistan halklarının birbirine karşı kin ve nefret içinde olduklarını düşünmüyorum. Sorun diaspora. Bunun arkasında çok ticari bir birikim var. Bunların birdenbire ortadan kalkması endişesi var. Bunun yanı sıra daha ılımlı ve çözüm içinde arayış içinde olabilen çevreler var. Ama diasporanın etkisiyle çok fazla ses edemiyorlar.

Yazının devamı için tıklayınız !

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)