adscode
adscode

OLUMSUZ DAVRANAN ÇOCUKLARA NASIL YAKLAŞILMALI?

Çocuğumuz bazen olumsuz davranışlar sergilediğinde örneğin asi, ters ya da saygısız davrandığında çileden çıkabiliyoruz. Bu davranışlarla damarımıza bastığında bir çoğumuz tepki vermek zorunda kalıyoruz. Oysa ki çocuklarımız gerçek hisleriyle tam bir bağ içinde olduklarından ne hissederlerse çekinmeden açığa vururlar. Bunu söylemekten ve göstermekten çekinmezler.

oznurpekatik@gmail.com




Bizler duygularımızın kontrolü ele geçirmesine izin vermeden onları hissetmeye alışkın olmadığımız için tepki vermeden hakkımızı nasıl savunacağımızı bilmeyiz ve bu hisler karşısında hemen tepki veririz. Sorun onlarda değil, bizlerde. Bizler gerçek duygularımızı sahiplenmediğimiz, duyumsamada başarısız olduğumuz için kontrolü kaybetmekten korkarız.

Yapmamız gereken nedir peki? İlk adım çocuklarımızın olumsuz davranışlarını yok etmek için önce durumu kabullenmekten, sonraki adım ise çocuğun saygısız ya da asi olmadığı zamanları fark etmekten geçer. Örneğin sakin bir zamanda ‘’şu an olduğu gibi huzurlu olmanı seviyorum. Birlikte olmaktan zevk aldığımız bu anlarda kendimi sana daha yakın hissediyorum.’’ diyebiliriz. Böyle bir anda çocuğumuzun huzurlu halini, kavga ettikleri ya da güçlük çıkardıkları durumlarla karşılaştırmamalıyız.  Bunu yaptığımız zaman onları eleştirmiş oluruz. 

Çocuğun saygısızlık ya da meydan okuma gibi davranışları karşısında odaklanmak yerine hareketin tam tersine odaklanmak gerek. Olumsuz davranışlarına odaklanmayıp zaman içinde çocuklarımızın saygılı olmasını ve inceliğini ne kadar vurgularsak, o ölçüde saygılı ve kibar olmalarını sağlarız.  

Onurlandıran, anlayan ve empati kurabilen bir ruh haline girdiğimizde, çocuğumuzun içinden gelen başarma ve bizimle saygılı bir ilişki kurma yoluna erişiriz. Mesela şöyle şeyler söyleyebiliriz;  ‘’ Başarılı olmak istediğini biliyorum. Elinden gelenin en iyisini yapmak istediğini de biliyorum. Gel birlikte bunun üzerine çalışalım.’’ Sonra da çocuğun yapmadıklarına odaklanmak yerine yaptıklarına ve daha fazla yapmak istediklerine odaklanmalıyız. 

Çocuklarımızın güçlü yönlerini ortaya çıkartmalarını ve bunların faydalanmalarını sağlayacak biçimde onlarla iletişim kurduğumuzda tepkisel hisleriyle başa çıkmayı öğrenecekler. Utandırılmamak, suçlanmamak onları yaratmak istedikleri değişime odaklanmalarını sağlayacak. Asıl mesele davranışın altında yatan nedeni merak etmek, sorgulamak ve sonrasında şefkat göstermek. Çocuğun bu davranışını harekete geçiren dış dünya mı yoksa ebeveyni mi? İstenmeyen davranışın başka bir şeyin işareti olduğunu anlamak çocuklarımızla daha anlamlı bağ kurmamızı sağlar. Davranışlarına neden sonuç ilişkisiyle bakmak onları anlamamıza yardımcı olur. Tepkilerimizi düzgün iletişim ifadelerine dönüştürürsek çocuklarımızla ilişkimizde güçlü bir değişim yaratabiliriz. Örneğin; 

Tepki: Sınavına çalışmadığına inanamıyorum. Seninle konuşuyorum şu telefonu bırak hemen elinden. Yoksa alır bir daha da geri vermem. 

İfade: Şu an dikkatinin dağıldığının farkında olmadığını biliyorum. Bilinçsiz bir şekilde sınavdan kaçındığını görüyorum. Yapmış olduğun seçimlerin sonuçlarını görememenden dolayı endişeleniyorum. Seçimlerinin seni nasıl etkileyeceğini konuşabiliriz ya da çalışmama kararını nasıl değiştireceğimizi?

Kendimizi duygularımızla düzgün bir şekilde ifade ettiğimizde, aramızdaki  iletişim daha doğru olacaktır. An içinde duygu yüklü hissettiklerimizin farkında olduğumuz ve aramızdaki bozukluğu değiştirmek için yapılması gerekenleri yapmaya gönüllü olduğumuzu bilmelerini sağlarız. Bu durumda da çocuklar bize karşı olan savunma kalkanlarını indirip her iki taraf içinde işe yarayacak çözümler bulmakta bizimle iş birliği yaparlar. 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Sömestir tatili
Okula alışma süreci
ERGENLİK ÜZERİNE 
BU HAYAT SENİN