adscode
adscode

Eğitim Şûrasının 49. maddesine dair

1-3 Aralık tarihlerinde 20. Millî Eğitim Şûrası yapıldı. 124 madde ile genel kurula sunulan 4 yeni öneri oylandı. Söz konusu 128 madde tavsiye kararına dönüştü. Beni daha çok ilgilendiren kısım, algıda seçicilik mantığıyla düşünecek olursak, 49. madde idi.

cemozel2021@gmail.com




49. madde şöyleydi: “Eğitim kurumlarına uzman kütüphaneci, sağlık personeli (hemşire), teknik eleman, temizlik ve güvenlik personeli istihdam edilmelidir.”

Bu maddenin uzman kütüphaneci kısmına dair bir şeyler söylemek isterim.

Öncelikle bu konuda son derece kötümserim. Her okula bir uzman kütüphaneci güzel olurdu. Hatta müthiş bile olabilirdi; ama asla yeterli olmazdı. Örneğin nasıl ki ortopedistten göz doktoru olamıyorsa referans kütüphanecisinden de kataloglama kütüphanecisi olmaz. Yani demek istediğim bu mesleğin de farklı uzmanlık alanları var. Okullara atanacak bir uzman kütüphaneci, derin kesiği olan bu yaramızın sadece geçici olarak ağrısını alan ağrıkesici gibi olabilir. İdeal olanı bu değildir. Sadece kötünün iyisidir. Bu nedenle diyorum ki “Yetmez; ama hayır.”

Bir uzman kütüphaneci;

Öğrencilere kitabı rafta hangi sistemle bulacağını, basılı veya elektronik bir dergiye nasıl ulaşılacağını, bir veritabanını nasıl kullanacağını kısaca istediği bilgiye nasıl erişeceğini, eriştiği bilginin doğru mu, güvenilir mi olduğu gibi konuları da içeren oryantasyon ve kullanıcı eğitimleri mi verecek?

Yeni yayınların seçimi, alımı ve fatura işlemleriyle mi uğraşacak?

Kaynakların sınıflanmasını ve kataloglanmasını m gerçekleştirecek?

Dergi ve veritabanlarına abonelik mi yapacak?

Bir referans hizmeti mi verecek?

Bilgi hizmetlerinin pazarlamasını mı yapacak?

Kaynakların ödünç verilmesi, uzatma ve iade işlemlerini mi gerçekleştirecek?

Bir işletme olarak da düşünebileceğimiz kütüphane ortamının aydınlatması, havalandırması, ısıtması, temizliği, koleksiyon denetimi, envanteri gibi işlemlerini mi yapacak?

Ve daha buraya sığdıramadığımız bir yığın iş…

Bu mesleğin de profesyonelleri olduğunu, her bir sürecin farklı uzmanları olduğunun bilincinde olmadan bu işlere girişmek, sadece havanda su dövmeye benzer.

Bir üniversite kütüphanecisini bir lise kütüphanesinde çalıştırmak bile zor bir iştir. Çünkü her iki kütüphanenin de kullanıcı profili, koleksiyonu vb. süreçleri farklıdır.

Siz okulun en atıl yerini kütüphaneye çevirirseniz, kitaplarla arası iyi olabilir düşüncesiyle edebiyat öğretmenlerini kütüphaneden sorumlu yaparsanız muasır medeniyetlerin karşısında gülünç duruma düşmekten öteye gidemezsiniz.

Bu mesleğin lisans ve yüksek lisans eğitimlerini tamamlamış bir kişi olarak yapılanların popülist bir yaklaşımdan ibaret olduğunu üzülerek söylemek isterim. Eğitim sistemi, Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitapla ünlenen Finlandiya’nın kendi halkına 100. Doğum gününde verdiği hediyenin ne olduğunu biliyor musunuz? Muhteşem bir kütüphanedir bu hediye.  Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bağımsızlık ilanının tarihi olan 5 Aralık’ta (Bugüne de iyi tesadüf etti.) açılışı yapılan kütüphane, ülkenin “doğum günü hediyesi” olarak adlandırıldı. 2018 yılında açılan kütüphane, Fin mimarlık firması ALA Architects tarafından tasarlanan 17 bin 250 metrekarelik alana sahip. “Övgü” anlamına gelen “Oodi” ismi verilmiş kütüphaneye. Ne kadar övünseler az!

Bu işi temellendirmeden alınan kararlar bir sonuca varamayacak. Bu nedenle eğri oturup doğru konuşmayı hem mesleğimiz hem de eğitim sistemimiz için bir görev bilirim. Kütüphanelere bakış açımız değişmediği sürece bu düşüncem değişmeyecek.

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)