adscode
adscode

Eğitim-Sen: YGS’nin iptali için ne tür gerekçe isteniyor?

Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, ÖSYM’nin YGS sonuçlarını alelacele açıklayarak yeni sorunlara zemin hazırladığını belirterek, “Savcılık makamı hangi konularda, nasıl bir yöntem izleyerek, hangi…

Eğitim-Sen: YGS’nin iptali için ne tür gerekçe isteniyor?
Özel Eğitim

 

Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, YGS’de yaşanan şifre iddialarından sonra sınavın akıbetinin ne olacağı sorusunun milyonlarca insanı beklentiye sevk ettiğini ifade ederek, “Her geçen gün ortaya çıkan farklı skandallarla gelişen süreci, ÖSYM’nin alelacele sonlandırması da daha derin sorunlara zemin hazırlamıştır” dedi.

 

SAVCILIK İLE ÖSYM ARASINDA NASIL BİR İLETİŞİM VARDIR?

 

KPSS, YGS ve son olarak ALES’te yaşananları yakından takip ettiklerine dikkat çeken Kılıç, bu süreç çerisinde ortaya koydukları tepkilere ve ilgili kurumlara önerilerini iletmelerine rağmen çözücü herhangi bir adımım atılmadığını belirtti. İddiaların ilk ortaya çıkışından itibaren sürecin üzerinin kapatılmaya çalışıldığını ve çeşitli şekillerde demokratik tepkilerini gösterenlerin “tehdit” edildiğini söyleyen Kılıç, “Bu atmosfer içerisinde dahi, toplumdaki gerçeklerin ortaya çıkarılması beklentisi devam ederken, ÖSYM’nin yangından mal kaçırırcasına, ilerde oluşabilecek sonuçları düşünmeden YGS sonuçlarını açıklaması akıllarda birçok soru işareti yaratmıştır” dedi. Kılıç, şöyle devam etti:

“Ayrıca YGS sonuçlarının alelacele yayınlanmasına sebebiyet verdiği ve net açıklamalarda bulunmadığı için savcılık makamı da güvensizlik duyulan kurumlar arasına girmiştir” dedi.

YGS sonuçlarının açıklanmasına ve üç kez ertelenen LYS başvurularının başlatılmasına gerekçe olan gelişme nedir? Savcılık makamıyla ÖSYM arasında nasıl bir iletişim vardır ve bu görüşme ile ne olmuştur da YGS sonuçları açıklanmıştır?

Savcılık sınavın açıklanması için talimat vermiş midir? Verdiyse hangi yetkiye dayanarak bu talimatı vermiştir?

Savcılık makamı hangi konularda, nasıl bir yöntem izleyerek, hangi alan uzmanları ile bir çalışma yürüttüğünü ve hangi verileri elde ettiğini açık ve şeffaf bir şekilde neden kamuoyu ile paylaşmamıştır? KPSS’deki kopya skandalında kamuoyuna da yansıyan oldukça güçlü ve somut deliller ve bilgiler mevcutken, neden halen bir sonuç alınamamıştır?”

 

YGS'NİN YOK SAYILMASI İÇİN DAHA NE TÜR GEREKÇE BEKLENİYOR?

 

“YGS’nin yok sayılması için daha ne tür gerekçelerin oluşması bekleniyor” diyen Kılıç, “Çünkü YGS, eğitim bilimi çerçevesinde, konu/tema birliğinin sağlanması, soruların kolaydan zora doğru sıralanması ve sayılarla ifade edilen seçeneklerin küçükten büyüğe veya büyükten küçüğe doğru sıralanması gibi birçok temel kriteri sağlayamamaktadır. Dolayısıyla kişiye özgü soru kitapçığı bazı adayların lehine bazı adayların ise aleyhine sonuçlar doğurmuştur. Ayrıca YGS sonuçlarıyla bir adım sonrasını belirleyecek adayların sınav kitapçıklarındaki eşitsiz dağılım sebebiyle de gelecekleri olumsuz etkilenmiştir.

Ankara İdare Mahkemesi 4 Mayıs’a kadar ÖSYM’den savunma beklemektedir. Neden bu süreç göz ardı edilmiştir. Mahkemeden sınavın iptali kararı çıkarsa bunun sorumluluğunu ÖSYM alacak mıdır? Böylesi bir karar çıkarsa gençlerimize yaşatılanların hesabını kim verecektir?” dedi.

 

FEN ALANININ İPTALİ SINAVIN EŞİTLİK İLKESİNİ ORTADAN KALDIRDI

 

Cezaevlerinde gerçekleştirilen YGS’de Fen alanının ÖSYM tarafından iptal edildiğini anımsatan Kılıç, bu durumun merkezi sınavın eşitlik ilkesini ortadan kaldıracağını ve her iki tarafı da olumsuz etkileyebilecek sonuçlar yaratacağını bildirdi. Yeni soruların niteliğinin farklı olacağına işaret eden Kılıç, bu nitelik farkı gibi tek bir alandan sınava girmenin psikolojik etkisi ile diğer adayların yaşadıklarının da birbirinden başka olacağını kaydetti. Kılıç, bu durumun fen alanında sınava gireceklerle diğer adaylar arasında avantaj ya da dezavantaj şeklinde eşitsizliğe hizmet edeceğine vurgu yaparak, “Bu çerçevede yenilenen sınava ilişkin LYS sonrası yargı denetiminden iptal kararı çıkarsa ne olacaktır? ÖSYM bu süreç hakkında ne planlamaktadır?” diye sordu.

TBMM’de 17 Şubat 2011 tarihinde ÖSYM yeniden yapılandırıldığını, 03 Mart 2011 tarihinde de bu kanunun resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsatan Eğitim Sen Başkanı, şöyle dedi:

“ÖSYM yeniden düzenlenirken kanunun 3. maddesi ile sınavı kısmen ya da tamamen iptal yetkisinin kuruma verilmesinde yaşanan süreç öngörülerek mi hareket edilmiştir?

Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki bu sorular cevaplanmadığı müddetçe YGS ve sınav sistemi üzerindeki şaibeler ortadan kalkmayacaktır. Bilinmelidir ki yaklaşan genel seçimler öncesinde yangından mal kaçırırcasına alınan politik kararlarla gençlerimizin eğitim geleceğinin ortadan kaldırılmasına asla izin vermeyeceğiz. Sendikamız gerçekler tüm yönleriyle aydınlatılıncaya kadar bu sürecin yakından takipçisi olmaya devam edecektir.”


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)