Dil ve Tarih –Coğrafya Fakültesi mezunu olan Doğuş Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Doğu Gözaçan, ilk yıllar babasının izinden giderek bir dönem öğretmenlik yaptı. Sonrasında kendi işini yapmaya karar vererek, 1974 yılında Doğuş Lisesi’ni kurdu. Ardından ilköğretim, anaokulu, fen lisesi derken 1997 yılında da Doğuş Üniversitesi ile zincirin son halkasını tamamladı. Ömrünün 37 yılını eğitime harcayan Gözaçan ile en iyi bildiği iş olan eğitim üzerine konuştuk.
Neden başka yatırım değil de eğitim?
Ülkelerin kalkınabilmesi için birinci etken eğitimdir. Eğitim olmadan hiçbir konunun yolunda gitmesi mümkün olmaz. Bu nedenle ülkemi çok sevdiğim için ve ülkemin kalınmasına nasıl katkıda bulunurum düşüncesiyle eğitim işine girdim. Kırk yıla yakın süreden beri büyük bir zevkle ve enerji ile eğitime hizmet etmekteyim. Bu çalışmalar bana anlatılmaz mutluluk vermektedir.
Bugüne kadar eğitime yönelik yaptığınız yatırımların tutarı nedir?
Otuz yedi yıldır eğitim camiasının içindeyim, şimdiye kadar ne kadar yatırım yaptığımın hesabını tutmadım. Ama şunu söyleyebilirim bu süre içinde, eğitim alanlarının satın alınması, uygun binaların tesisi, gerekli donanımlarının yerine getirilip hizmete sunulmasını tahmini olarak toplarsak, ikiyüzelli –üçyüzmilyon dolar civarındadır.
Bu sektöre girdiğiniz için zaman zaman da olsa pişmanlık duyduğunuz oldu mu?
Bu sektörde hiçbir zaman pişmanlık duymadım. Ancak eğitimin uluslararası ve gelişmiş ülkeler düzeyinde olması için zaman zaman bakanlık çerçevesinde yaptığımız çalışmalarda sonuç almakta zorlandığımız olmuştur.
Bundan sonrası için hedefiniz nedir?
Gelişmiş dünya ülkelerinin hedeflerinin başında eğitim sistemiyle ilgili çalışmalar gelmektedir. Biz de bundan sonraki çalışmalarımızda da şu anda yaptığımız gibi dünya üniversiteleriyle yakın işbirliği ve orta öğretim kademeleriyle de yurt dışı işbirliği içinde çalışmalar yapmaktayız. Nihai amacımız bizim ülkemizin de dünya üniversiteleri arasında başarıları ve yetiştirdiği gençlerin dünyanın her tarafında çalışma imkânı bulmalarını sağlamaktır. Netice olarak eğitim ve öğretim konusu benim görüşüme göre soluksuz bir iştir. Sürekli araştırmak gerektiği görüşündeyim.
Anayasa değişikliğiyle özel üniversitelerin de önünün açılacağı söyleniyor. Vakıf üniversitesi olarak kalmak mı istersiniz, özel üniversite olmak mı?
Eğitim gönüllüsü olmam nedeniyle vakıf veya özel hiç fark etmez. Çalışma ortamı eğitim-öğretim için ileriye yönelik hangisi önümüze daha çok araştırma imkânı verirse, onu tercih ederiz. Ancak sonunda vakıf olarak kalma taraftarıyım.
Sizce vakıf üniversitelerinin önündeki en büyük engel nedir?
Vakıf üniversiteleri kuruluş şekli itibariyle devlet üniversitelerine sağlanan imkânlardan istifade etme hakkına sahip. Ancak vakıf üniversitelerinin daha çok gelişebilmesi için devlet üniversitelerine sağlanan olanakların vakıf üniversitelerine de tanınması gerekir. Bu da kaliteyi arttırır. Daha randımanlı çalışmayı sağlar.
Öğrenim ücreti maliyetlerinin düşürülmesi için öneriniz ne olur?
Maliyetin düşürülmesinin bütün vakıf üniversitelerinin sorunu olduğu kanaatindeyim. Ancak uygulamada ki yanlışlıklar, ücretlerin giderek yükselmesine ve bir sorun haline gelmesini sağlamaktadır. Bence vakıf üniversitelerinin en büyük sorunu budur. Devlet üniversitelerinde okuyan maddi imkânı olmayan öğrencilere devlet destek vermektedir. Aynı şekilde bu uygulama vakıf üniversitelerinde de yapılabilir.
Sizce Türkiye’nin en iyi 3 üniversitesi hangisi?
Bu soru bana göre yanlış bir soru. Çünkü dünyada ve ülkemizde üniversiteler bir bütündür. Fakülte ve yüksekokullardan oluşmaktadır. Üniversiteye bir bütün olarak bakmak gerekir, kanaatindeyim. Örnek olarak Harward Üniversitesi en iyi üniversite değildir. Harward Üniversitesi Hukuk Fakültesi dünyada en iyi olarak ifade edilmektedir.
Öğrenciler neden sizi seçsin?
Son birkaç yıldan beri üniversitelere müracaat eden öğrenciler herhangi bir yüksekokulu bitirme amacıyla müracaat etmiyorlar. Gerçekten eğitim-öğretimini görmek istedikleri fakülteleri tercih ediyorlar. Bu anlamda, başarılı ve başarılarını kanıtlamış öğretim üyelerinin kadrosunda bulunduğu üniversiteler birinci tercih nedenleri oluyor, diğer tercih nedenleri ise sosyal tesisler, laboratuar imkânları, ulaşım sorunları olmayan, uluslararası araştırmalar yapan, bilimsel araştırma projeleri olan, yurtdışı üniversiteler ile işbirliği yapan üniversiteler olması. Belirttiğim bu konu başlıkları tercihler için önemli referanslar olmaktadır.
