Oğlum olduktan sonra Prof. Dr. Selçuk ŞİRİN Hoca’nın ‘’Yetişin Çocuklar’’ kitabı çok ilgimi çekmiş, annelik yolunda bana yol gösterici olmuştu. Şimdi de ‘’Yetişin Gençler’’ kitabının çıktığını öğrenir öğrenmez hemen aldım ve bir solukta okudum. Öğretmen olduğumdan yıllarca gençlerle bir aradayım. Hem bir eğitimci, hem de ileride ergenlik dönemi yaşayacak oğlum için ‘’Yetişin Gençler’’ kitabı tam da bana hitap ediyor. Kitabı bildiğiniz ders kitabı gibi not ala ala okudum. Sizinle paylaşacaklarım en çok ilgimi çeken kısımlar. Gerçi eksik kalacak önemli yerler olacak mutlaka, siz en iyisi alıp okuyun:)
Prof. Dr. Selçuk Şirin kitapta kendi gençlik yıllarından ve ebeveynlik tecrübelerinden örnekler vererek, ergenlik sürecini bilimsel çalışmalarla anlatmış. Ergenlikten yetişkinliğe kadar olan tüm süreci (fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal gelişim aşamaları), bu süreçte yaşanan iniş ve çıkışları, sorunları (akademik, psikolojik, okul hayatı, bağımlılık vs.), çözümleri ve seçenekleri ile bizlere sunmayı başarmış. Kitap sadece ebeveyn, eğitimci ya da yetişkinlerin okuması için değil, gençler için de önemli bir kaynak. Benlik ve kimlik arayışında, yaşadıklarını anlamlandırmada, gelecek kararlarını ve kariyerlerine yön verme konusunda yol gösterici.
Kitaptan yola çıkarak ergenliğin neden fırtınalı ve stresli bir dönem olduğuna gelin bir bakalım!!
-
Ergenlik fiziksel, duygusal/sosyal ve zihinsel gelişimin erken çocukluk döneminden sonra en yoğun olduğu dönem. Gençlerin kendi dünyalarında yaşadığı karmaşık duygular, hormonal düzensizlikler gelişimin bir parçası. Bir anda coşkulu bir sevinç içindeyken bir anda boşlukta hissetmesi gibi duygu dünyasında çalkantıların yaşandığı evre. Ergenliğe fiziksel ve zihinsel bakımdan çok hızlı bir değişimle giren gençler bu değişimin ortaya çıkardığı özgüven patlamasıyla kendi bağımsızlıklarını test etmek için, giderek anne baba kontrolünden çıkmaya başlarlar. Bu süreç ile birlikte arkadaş grubunun etkisi artar. Akran baskısı, akran zorbalığı giderek daha fazla yer bulmaya başlar. Yetişkinler otoriteyi elden bırakmak istemeyince, gençler isyan ederek bağımsızlıklarını ve kendi sınırlarını ilan etmek isterler.
-
Günümüzde hiçbir şey eskisi gibi değil. Dünyanın, insanların ve hayatın akışının değişmesi her kuşağın bir önceki kuşağın kültürüne göre yabancı kalmasına sebep olur. Bu değişimler yetişkinlerde kaygı ve korku yaratırken, gençlerde ilgi ve merak uyandırır. Gençlere karşı koymak, engellemeye çalışmak yetişkin açısından doğru bir şeymiş gibi gelir. Fakat gençler için durum aynı değildir. Onların büyüme süreci yetişkin korkularına mahkum edilirse onların özgür bağımsız bireyler olarak kendi sosyal hayatlarını kurmalarına engel olunur. Erken yaşta onların farklı birer birey olduğunu ve bizden farklı sosyal çevrelere dahil olabileceğini kavramak gerekir.
-
İnternet üzerinden kurulan sosyal ilişkilerin artması, cep telefonların yaygınlaşması ve bilgisayar oyunları üzerinden yeni bir akran iletişim ağının yaygınlaşması ergen dönemindeki sosyal ilişkilerin de ciddi bir dönüşümden geçmesine sebep olur. Gençler değişiklikleri sever, merak eder ve denemek isterler. Sürekli sıkıldıklarını söylemeleri, yeni heyecanlar aramaları risk ve haz duyularının erken gelişmesinden. Riskli kararlar alıp hayatını tehlikeye atan gençler aldıkları kararların sonuçlarını değil, o riski alarak hissettikleri duygusal hazzı önemserler.
-
Peki bu zorlu süreçte yetişkinler ne yapmalı?
-
Gençlere nasıl davranmalı ve neye dikkat etmeli?
-
Onlara nasıl destek olmalı?
Çocuklar ile güven ve şefkate dayalı bir bağ oluşturmak, açık, samimi ve içten bir ilişki kurmak ve onları yakından tanımak en önemlisi. Duygularına ve ne hissettiğine odaklanmak, kendi duygularını tanımalarına ve duygularını kontrol etmeye yardımcı olmak, düşüncelerine önem vermek, yargılamadan, suçlamadan dinlemek, empati kurarak iletişimde kalmak, Aman yapma, şu gelir başına demek yerine, onun farklı seçeneklerini görmesine; neyi, niçin yaptığını anlamasına yardımcı olmak, aile içinde ve hayatta karar verme süreçlerine onları da dahil etmek, bu süreçte özgüven ve özsaygı kazanmalarını sağlamak, sevgi ve kontrol dengesini doğru kurmak yapılacak en doğru şeyler.
.
Unutmayalım gençler bizim geleceğimiz, umudumuz. Onların sesine kulak verip, dertlerine ortak olalım..
Sayın Prof. Dr. Selçuk Şirin Hocam emeklerinize sağlık, bizlerle paylaştığınız bilgiler ve deneyimler için teşekkürler..