adscode
adscode

Tarihi sevdiren adam: Sunay Akın

Sevgili tarih öğretmenlerimizden ricamız odur ki, birazdan bahsedeceğimiz kitabı öğrencilerine mutlaka okutsunlar.

cemozel2021@gmail.com





Bütün kitaplarını okuduğum ender yazarlardan biridir Sunay Akın. Gökyüzü sevdalısı yazarımız son kitabı Şiirli Yastık'ın kapağını da yıldızlarla ve ayla süslemiş. Bu iki gökyüzü kahramanı, yazarımızın ismine de sirayet etmiş. Sun ve Ay. İlki İngilizce güneş demektir ki o da zaten yıldızdır, ikincisi de zaten malumunuz, Ay'dır.

Gelelim kitabımıza. Klasikleşmiş bir Sunay Akın tadı var kitapta. Biz okurlar yazarın bu tarzına bayılıyoruz. Şiirli Yastık da bizi hiç şaşırtmadı. İlk dört yazıyı okudum ve mest oldum. Osmanlı'nın son dönemleri ve Cumhuriyetimizin kuruluş arifesinde geçen olaylar.

Keşke okullarda okutulan Tarih ders kitaplarını Sunay Akın yazsa, hatta lisans eğitimini aldığı Coğrafyanın da kitabını da yazsa!

Kitabı daha bitiremeden tanıtmaya başlıyorum. Bu nedenle fragman tadında bilgilerle yetineceksiniz; ama fragmanı bile başlı başına bir baş yapıt. Hatta fragmanını bile tefrika halinde bölüm bölüm yazsak yeridir.

İlk yazıda Atatürk’ün dehasını okuyoruz. Pera Palas'taki işgal kuvvetlerinin generallerine karşı verdiği psikolojik savaşla Kurtuluş Savaşı'nın ilk cephesini de ilk galibiyetini de gözümüzün önüne seriyor yazarımız. İlk cephede psikolojik savaşı kaybeden generallerden İngiliz Birdwood, Atamıza hayran kalır. Çok sonra yani Atatürk'ün naaşı Ankara'ya götürülürken, sırtında üniforması, gözlerinde yaşlarla Ata'mıza eşlik eder.

Diğer yazılarda Atatürk'ün Anadolu'ya yolculuğunda ve daha sonraki süreçlerde mesela eğitim işlerinde tıbbiyelilerle de yan yana yürüyüşünü görüyoruz.

Bandırma vapurunun bilinmeyen sakinleri de var kitapta. Onlardan biri de kamarot Hacı Tevfik Bey. Yani Atatürk'ün ilerleyen döneminde kutuphanecisi olan Nuri Ulusu'nun babası. Nuri Ulusu, ilk defa 16 Mayıs 1919’da görüyor Atatürk’ü. Babasına rica ediyor Atatürk’ü görmek için. Aslında bu kadar telaş etmeye lüzum yok. Yıllardır yanında omuz omuza çalışacaklar zaten. Hatta kadere bakın ki Atatürk ebediyete intikal ettiğinde Dolmabahçe’deki Türk bayrağını yarıya indiren de Nuri Ulusu. Bu bilgileri Sunay Akın’ın kitanından paylaşmıyorum. Detayını merak edenler olursa “Atatürk'ün yanı başında: Çankaya Köşkü kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun hatıraları” adlı kitaptan okuyabilir, hatta bayrağın yarıya indirilen anın fotoğrafını bile görebilir.

Dünkü yazımda da bahsetmiştim gerçi; ama kitaba ismini veren Şiirli Yastık’ın hikayesini de arka kapakta görürüz. Bir kez daha hatırlayalım:

Şiirli yastık olur mu demeyin. Sivas Kongresi için kente gelen Mustafa Kemal Paşa’ya, Sivas Sultanisi’nin ikinci katındaki bir oda ayrılır. Yatağın üstünde, bir genç kızın çeyiz sandığından alınan, çiçek motifli ipek bir örtü vardır. Mustafa Kemal, yastıklara işlenmiş iki dizeyi okuyunca, Mazhar Müfit Bey’i yanına çağırır. Mazhar Müfit Bey telaşlı ve biraz da mahcup, yastıklardaki beyitlerin kendisi için yazılmadığını, asla böyle bir kasıtları olmadığını anlatmaya çalışırken, Mustafa Kemal açıklamanın gereksiz olduğunu ve şiirdeki uyarının herkes için doğru olduğunu söyler. Sivas Kongresi günlerinde, Mustafa Kemal’in başını koyduğu yastık kılıflarına yazılı şiirin ilk dizesi şöyledir: “Dünyanın makamıyla gururlanıp incitme insanı...”

Okuduğum kısma kadar düşündüm de dünyada onca savaşa girmesine rağmen aklında, varsa yoksa barış olan bir liderin adıyla verilen Barış Ödülü, Nobel Barış Ödülü yerine geçemez miydi? Bence geç kalmış sayılmayız. Bizi tarihimizle barıştıran, onu sevdiren Sunay Akın da bu ödülün ilk sahibi neden olmasın. Teklifimizdir, Yurtta Sulh Cihanda Sulh diyen bir lider adına, her yıl Atatürk Barış Ödülü verilsin.

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)