adscode
adscode

68’li ve gazeteci

Nehir söyleşi kitaplarıyla tanışıp platonik dost olduğum bir sürü kişi var hayatımda. Hiçbiri beni tanımaz; ama ben hepsini tanırım.

cemozel2021@gmail.com




 

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışırken sağım solum ünlü entelektüellerden geçilmiyordu: yazarlar, yönetmenler, sinema eleştirmenleri, çevirmenler, haber spikerleri, köşe yazarları, yayın yönetmenleri... En son okuduğum kitabın kahramanı da bu gruba girenlerden. İletişim yayınlarından çıkan 68'li ve gazeteci başlığını taşıyan bu nehir söyleşi kitabının kahramanı Tuğrul Eryılmaz. Tabii bu tür kitapların akıcı olmasını sağlayabilmek için de ikinci bir kahramana ihtiyaç duyuluyor. O da söyleşinin ikinci sac ayağını oluşturan yani soruları soran Asu Maro.

Çalıştığım yıllarda, ki Bilgi'nin en şaşaalı yıllarıydı, Tuğrul Eryılmaz ile hiç diyaloğum olmamıştı; ama bu kitabı okuduktan sonra kırk yıllık ahbabı gibi hissediyorum kendimi. Nerede doğmuş, ailesi nereden gelmiş, nerede okumuş, Deniz Gezmiş'le olan maceraları, yurtdışı deneyimi, gençliğimizin yayınları olan Nokta, Yeni Gündem, Radikal İki'nin en önemli yapı taşlarından biri oluşu. Babam hakkında bile bu kadar detayı bilmediğimi farkettim. Her şeyden önce nehir söyleşi kitaplarıyla tanışıp platonik dost olduğum bir sürü kişi var hayatımda. Hiçbiri beni tanımaz; ama ben hepsini tanırım. Yalan olmasın sadece Türkiye'nin ilk Kültür Bakanı Talat Halman'la yazışmışlığım var. “Aklın yolu bindir” adlı nehir söyleşi kitabına bayılmıştım Halman'ın. Hemen bir mail attım kendisine. Bana iki kitabını imzalayıp gönderdiğinde Bilkent Üniversitesinin Edebiyat Fakültesi dekanıydı. Yani Talat Halman'ı saymazsak İlber Ortaylı, Tarık Minkari, Hayrettin Karaca, İsmail Cem ve Emre Kongar benim en platonik dostlarımdır. Nehir söyleşi dizilerinin işte böyle muhteşem bir gücü var.

Yazımızın kahramanına, Tuğrul Eryılmaz'a dönelim. Kitabın sonlarına doğru belki de en önemli sorularından birini sormuştu Asu Maro. Kitabı da özetler nitelikte: "Medyaya dair çok karanlık bir tablo çiziyoruz baştan beri. Korksam da soracağım: Bir umut var mı toparlamak için?"

Bu soruya şöyle karşılık veriyor Tuğrul Eryılmaz: "Dünyanın sonu gelmediği sürece umut var. Yani biraz da kahır çekmeye, lüksünden feda etmeye razı olacaksın. Gidip ona buna yalakalık yapacağına, oradan buradan parsa toplayacağına, git evinde otur kardeşim. Hayatını küçült biraz..."

Bu sözler aklıma yıllar önce okuduğum bir kitaptan bir alıntıyı aklıma getirdi. Hatta o kadar beğenmiştim ki Milliyet gazetesinin köşe yazarı Melih Aşık'a göndermiştim. O da paylaşma nezaketini göstermişti. 29 Ağustos 2010 yılındaki köşesinde paylaştığı o kısa yazıyı da buraya alıyorum:

Gazette yazıyor...

“Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı” adlı kitapta yazar...

Benjamin Franklin’den “Pennsylvania Gazette” adlı gazetesinde “küfürlü ve karalayıcı” bir makaleyi yayımlaması istenir; ama makalenin hem dili hem de içeriği uygunsuzdur.

Franklin yazıyor:

“Bunu yayınlamanın doğru olup olmayacağına karar vermek üzere akşam eve giderken, fırından iki penilik bir somun aldım ve tulumbadan çektiğim suya katık yaparak akşam yemeği niyetine yedim; ardından kalın paltomun içine kıvrılarak yerde sabaha kadar uyudum; başka bir somunla ve bir bardak suyla kahvaltımı yaptım. Bu rejim bende herhangi bir rahatsızlık hissi uyandırmadı. Böyle yaşayabileceğimi anlayınca, elimdeki basın gücünü yolsuzluk amaçlarının ve bu türden istismarların hizmetine asla koşmama yönünde bir kararlılığa vardım...”

Gazeteciliği doğruları halka aktarmak için amaç değil de zengin olmak için araç olarak gören yazar ve gazeteciler bu satırlardan etkilenir mi? Pek sanmıyoruz... Ama genç gazeteciler gereken dersi çıkaracaktır...

(Cem Özel’e teşekkürler)

Hatta İnternet sağolsun o günkü köşenin linkini de buradan paylaşayım: https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/edebiyat-haritasi-1282390

Kitabı bitirip şöyle bir düşündüğümde yorulduğumu farkettim. Uzun bir süreci zipleyip önümüze seren harika bir eser olmuş. Yakın dönem gazeteciliğimizin başından neler geçmiş, çok rahatlıkla okuyabiliyorsunuz. Okuru bol olsun.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)