adscode
adscode

Liderlikte bahçıvanlık modeli

Bilim Mars’ta da olsa gidip alınız!

cemozel2021@gmail.com




“İlim Çin’de de olsa gidip alınız” düsturuyla büyümüş biri olarak artık öğrenmenin ve eğitim almanın çok kolay bir eylem olduğuna tanık olduğumu söyleyebilirim. Eskilerin deyimiyle, yeter ki onu bir talebe misali talep edelim! Yani yaşımız kaç olursa olsun tüm alçakgönüllülüğümüzle öğrenci kalabilelim. İlim Çin’de de olsa gidip alınız tabirindeki o dönemin Çin’ine, bugünkü kadar kolay gidilemediği için örnek olarak bu ülke verilmiştir. Artık bir uçak yolculuğuyla Çin’e gitmek eskiye oranla çok daha kolay. Aslında mesele Çin’e gitmek de değil. İnternet üzerinden Çin’de üretilen bilgiye ulaşmak, sanki Çin’e ışınlanmışçasına gidip, o bilgiyi oradan elde etmekle eşdeğer.

Bir de, eğitim fırsatının, ayağına geldiği şanslı insanlar var. Ben de onlardan biriyim. Bizim Sabancı Üniversitesi İnsan Kaynakları Biriminin, çalışanlara yönelik düzenlediği birçok eğitim, tabiri caizse ayağımıza kadar gelen türden. Eğitimi alacağınız yer, bir iki bina uzaklıkta, yani yürüme mesafesinde. Çin kadar uzak değil.  İşte o eğitimlerden birinde, kulakları çınlasın Vuslat Hocamız, rengarenk bir bahçe görseli paylaştı sunumunun içinde. Hepimizin içi açıldı. Mali İşler Birimimizin emektar müdürlerinden Mümin arkadaşımız bahçenin harmonisine bakarak gayri ihtiyari, “Her bahçeye bir bahçıvan şart” dediğinde, aslında böylesine güzel bir bahçenin oluşabilmesi için bahçıvanın, yani iyi bir liderin gerekli olduğuna vurgu yapmış oldu. Vuslat Hocamız da bu pası iyi değerlendirip topu, sol ayağının iç kısmıyla çok estetik bir dokunuşla filelere gönderdi. Sazı eline alıp, Mümin’e, “Çok güzel bir yere değindin” dedi. Öyle ya, ateş çiçeğini gölge bir yere koyarsanız yerini yadırgayıp solmasına sebep olursunuz. Benzer bir şekilde rengarenk çiçekler açan ortancaları alıp, gölge değil de güneşin alnına dikerseniz onun da mahvına sebep olursunuz. Yerini yadırgayan, kendi iç gücünü ortaya koyamayan bu çiçekler solmaya, yüz tutup, güzelim bahçenin de ahengini bozacaktır. Tıpkı iş hayatında olduğu gibi.

İşte liderlik bu yüzden çok ama çok önemli. Takımlarımızda, her bir çalışandan en çok nerede verim alabiliriz, onları nerelerde mutlu bir şekilde yeşertmeye çabalarsak herkesin gıpta ile bakacağı bir bahçe ortaya çıkarmış oluruz? Bunun peşine düşmek iyi bir liderin işi. O iyi liderler, aşağıdaki görselde de görüleceği üzere bir bahçıvan misali, bakmaya doyulamayan bahçeler oluştururlar:

Eğitim Ajansı'ndaki köşemde yazdığım yazıların pek çoğunun sonu, dönüp dolaşıp eğitime geliyor. O halde geleneği bozmayayım. Yüksek lisans eğitimim de dahil, 18 sene boyunca çeşitli okullarda dirsek çürüttüm; ama eğitim hayatı, dirsek çürüttüğümüz yerlerle sınırlı kalırsa, gelişimimiz yarıda kalır. Bir üniversite diploması alıp onu çerçeveletmekle her şey bitmiyor. Dahası, asıl iş bundan sonra başlıyor. Bu bilinçle kişisel olarak “sürekli eğitim”in önemine vurgu yapmak istiyorum. Dirsek çürüttüğüm 18 senelik eğitim hayatıma, bir 18 seneyi de Sabancı Üniversitesi’nde çeşitli zamanlarda aldığım eğitimleri de eklersek, “sürekli eğitim” sürecimi daha da pekiştirmiş olduğumu söyleyebilirim. Sabancı Üniversitesi’nde 18 sene boyunca bunca eğitimi almamış olsaydım, şimdiki ben olmazdım. Bu nedenle üniversite sınavında 2-3 soru fazla yapıp, binlerce kişinin önüne geçen şanslı insanlardan biri gibi hissediyorum kendimi. Hadi ilk başta söylediğimizi güncelleyelim: Bilim Mars’ta da olsa gidip alınız!


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)