adscode
adscode

ÜNAK2023 Sempozyumuna dair

Sempozyumun teması “Yeni yüzyılda Geleceğin Kütüphaneleri” idi.

cemozel2021@gmail.com




 

ÜNAK (Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği) tarafından her yıl düzenlenen sempozyumların bu yılki evsahipliğini 28-29 Eylül tarihlerinde Aydın Adnan Menderes Üniversitesi yaptı.

Nedendir bilinmez, İstanbul'dan çıkıp herhangi bir şehrimize gidince içimi bir huzur kaplıyor. Misak-ı Milli sınırları içinde kalan her bir şehrimiz benim gözümde aynı. Vatanımı çok seviyorum. Aydın'da da bunu yaşadığım için çok mutlu oldum. Üniversiteyi de çok beğendiğimi söylemeliyim. Kampüse yeni kayda gelen öğrencileri de görünce yeniden öğrenci olma arzum kabardı.

Sempozyumun Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde yapılmasına vesile olan kıymetli meslektaşımız Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Sayın Gül Bozkurt, yapmış olduğu çalışmaları anlatıp gözü gibi baktığı “Recep Tayyip Erdoğan Engelli Dostu Kütüphanesi”ni gezdirince, üniversiteleri adına sevinç duydum. Çok güzel, renkli ve ferah bir kütüphaneye sahipler.

Sempozyumun teması “Yeni yüzyılda Geleceğin Kütüphaneleri” idi. Bu sempozyuma davetli konuşmacı olarak ben de katıldım. Davetleri için ÜNAK Başkanı Fatih Kumsel ve çok kıymetli olduklarına bizzat şahit olduğum yönetim kurulu üyeleri Hüseyin Murat Yücel’e, Ömer Orhan’a ve Rümeysa Çölden Akgül’e çok teşekkür ederim.

Kütüphaneciler, gelecekte neler olacağı konusunda 2 gün boyunca meramlarını anlatmaya çalıştılar. Güncel bilgilere sahip olmanın ve deneyimleri dinlemenin en güzel yöntemlerinden biridir bu tür etkinlikler. Açılışa Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Bülent Kent de katılarak bizlere olan desteğini de göstermiş oldu. Aydın Vali Yardımcısı Sayın Halil İbrahim Ertekin de aramızdaydı. İlk davetli konuşmacı Prof. Dr. Nevzat Özel'in konuşmasından sonra Halil İbrahim Bey katılım belgesini sunduktan sonra kürsüye gelerek kütüphane ve kitaplarla olan yakın ilişkisine değindi ve bugün iki programı arasında, Ünak sempozyumuna katılmayı tercih ettiğini söyleyince göğsümüz kabardı. Bizi de onore etmiş oldu.

Sempozyumun ikinci günü davetli konuşmacı bendim ve ne kadar çalışırsam da yetmeyeceğini düşünerek bir gün öncesindeki akşam, odamdan çıkmayıp konuşmam üzerinde çalışmaya devam ettim. Kitap okurken kullandığım biyolojik saat yöntemi sayesinde, sabahın çok erken vaktine alarmımı kurdum. Penceremi açıp Aydın havasını ciğerlerime çekip çalışmaya başladım. Sabahın enerjisiyle birlikte çalışmamı sonlandırıp konuşma saatini bekledim.

“Bilgi profesyonelleri için geleceğe dayanıklı yaklaşımlar” başlıklı konuşmamı bitirdikten sonra soru cevap kısmı da istediğim gibi, oldukça hararetli geçti.

Sempozyumun gizli kahramanları da vardı. Farklı üniversitelerden gelen Bilgi ve Belge Yönetiminin harika öğrencilerinin son bölümdeki konuşmalarını dinlemeliydiniz. O gizli kahramanlar birden sahneye çıktı ve dinleyenleri kendilerine hayan bıraktılar. Hepsini ağzım açık dinledim. Tam bir Atatürk gençliğiydi. Kendilerinden emin, özgüveni yüksek ve çok çalışkan bir gençlik, hemen arkamızdan geliyor. Canımız Atatürk, Cumhuriyeti boşuna emanet etmemiş gençlere!

Bu yılki sempozyumu başarıyla bitiren Ünak Yönetimi ile aynı yerde kalıyordum. Toplantının son gününün akşamında lobide oturduklarını gördüm. Yanlarına gittim. Hararetli hararetli konuşuyorlardı. Ne konuşuyorlardı biliyor musunuz? Bir sonraki yılın temasının ne olacağı! Ne desem bilemedim. Alkış, alkış, alkış…

Fatih Kumsel’in, Hüseyin Murat Yücel’in ve Ömer Orhan’ın enerjilerine hayran kaldım. Atatürk’ün manevi mirasçıları olmayı analarının ak sütü gibi hak ediyorlar. 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)