Dershaneler kapanacak, sınavlar kalkacakmış!..

12 Eylül’ün paşaları da bir ara dershanelere takmış ve kaldırılacağını ilan etmişlerdi. Arkası gelmedi.
Aslında, o kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Daha birkaç yıl önce Başbakan Erdoğan, yine bir açıklamasında, dershaneleri garabete benzetmiş ve çocuklarımızın, sınav belasından ve dershanelerden kurtarılmasını istemişti.
Peki, ne oldu?
Sınav sayısı ikiye, üçe katlandı, dershane sayısında patlama oldu, dershanelere olan bağımlılık daha da artırıldı. Şimdi yine söylediklerinin tam tersi bir gelişme olursa hiç şaşırmam.

Yabancı okullar ne olacak?
Dershaneler ve sınavlar, Türk eğitim sisteminin genetiğini bozdu, bozmaya da devam ediyor. Eğer kaldırılırsa, Başbakan’ı ilk alkışlayan biz oluruz. Oyumuz da kendisine helal olsun deriz.
Ve kronometreyi başlattık. Bakalım sözleri, ne zaman gerçeğe dönüşecek?..
Yasalar çok açık. “Türk vatandaşı kız ve erkek çocuklar ilköğrenimlerini resmi veya özel Türk ilköğretim okullarında yapmakla mükelleftir” deniliyor.
8 yıla geçişte yabancı okulların orta kısımlarının kapanması, bu yüzdendi. Temel eğitim şimdi 12 yıla çıkacağına göre, lise kısımları da kapanacak mı?
Böylesi bir durum, büyük rahatsızlık yaratır. Peki, o zaman nasıl bir düzenlemeye gidilecek? Orta kısımlarının açılmasına, yeniden  izin mi verilecek yoksa tümden mi kapanacaklar? Alın size bir   sorun daha.
Hadi orta bölümlerinin de açılmasına izin verildi, nasıl bir düzenlemeye gidilecek? Tüm kontenjanlar lise öğrencilerine ayrıldığına ve Lozan’a göre öğrenci sayıları da artırılamayacağına göre, nasıl bir çözüm üretilecek? Umarız, bu hengâme arasında, bu ayrıntılar da dikkate alınır!..
Bu arada, eğer yabancı okulların orta bölümleri açılırsa, anadolu liseleri ne olacak?
Daha da önemlisi, zorunlu temel eğitim ve ilköğretim kavramı, sadece 4 yılla mı sınırlı kalacak?
Zorunlu temel eğitim 12 yıla çıkartılırsa adı ve yabancı okulların durumu ne olacak?..

Peki kanunlar ne olacak?
Hemen herkes, yeni çıkacak kanunları konuşuyor. Peki mevcut kanunlar ve onların getirdiği yükümlülükler ne olacak?
En önemlisi de yeni yasal düzenlemeler yapılırken, mevcut yasalar dikkate alınıyor mu? Örneğin, “uzaktan”, “dışarıdan bitirme” ve “ev okulu” kavramlarını ortaya atanlar, aşağıdaki yasaları, göz önünde bulunduruyorlar mı?
İşte Milli Eğitim Temel Yasası’ndan bazı ayrıntılar:
MADDE 42- Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.
Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası antlaşma hükümleri saklıdır.
Madde 59: İlköğrenim çağında olup da mecburi ilköğretim kurumlarına devam etmeyenler, hiçbir resmi ve özel iş yerinde veya her ne surette olursa olsun çalışmayı gerektiren başka yerlerde ücretli veya ücretsiz çalıştırılamazlar.

Daha çok zarar veriyor
İlköğretim çağında bulunan ve mecburi ilköğretim kurumlarına devam eden çocukların bu kanunda gösterilen ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca açılmasına izin verilmiş olunanlar dışında, her ne ad altında kurulmuş olursa olsun, özel kurs ve dershanelere kabulü yasaktır.”
Bu yasalar değişmeden, temel eğitimde ev okul, dışarıdan bitirme hele hele okula devamsızlık kesinlikle mümkün değilken, nasıl hâlâ farklı projeler konuşuluyor anlamak mümkün değil.
Özetin özeti: Aceleye getirilerek yapılacak tüm düzenlemeler, her ne kadar iyi niyetli de olsa, eğitime daha çok zarar vermenin ötesinde bir işe yaramıyor!..